Nar Ağacı Özet Ve Konusu & Nazan Bekiroğlu
Nar ağacı Nazan Bekiroğlu. Tek tek dökülürdü hayattan yaşadıklarımız. Yan yana sımsıkı dururken düşüncelerimiz, yaşadıklarımızın etkileriyle bir nar tanesi gibi çoğu zaman dağılabilirdik. Nar, bir meyveden daha fazlasıydı çoğu zaman. Ölümden sonraki hayatı da temsil ettiği düşünülmektedir. Ufak tanelerin bir arada durarak bir bütünü oluşturması ne kadar muazzamdı.
İçerik Haritası
- Nar ağacı Nazan BekirOğlu.
- Nar ağacı konusu.
- Nar ağacı kitabı özet?
- Nar Ağacı kitabı ne anlatıyor?
- Nar ağacı Nazan Bekiroğlu kaç sayfa?
- Nar ağacı gerçek mi?
- Nazan Bekiroğlu nar ağacı kitabının konusu bakımından türü nedir?
- Nazan Bekiroğlu nar ağacı yorum?
Nar Ağacı Konusu
Nazan Bekiroğlu’nun yazdığı Nar Ağacı kitabından bir esintiyle başlıyorum. “Oysa yaşamaya çalışmak en büyük yorgunluktu” demişti kitabın sayfalarında. Nar Ağacı kitabın konusu; Trabzon’dan başlayan, Tebriz-Tiflis -Batum’a uğrayıp dinlenen, İstanbul’a devam eden bir hikâye. Balkan savaşlarında başlayan roman, ikinci dünya savaşına kadar uzanmaktadır. Trabzonla Tebriz arasında geçen bir aşk hikayesi Nar Ağacı. İki savaşın hayatlarını savurduğu, yeniden başladıkları, mücadele, aşk, kader, gerçek hayatların izlerinden oluşmaktadır. Trabzonda yaşayan Zehra ile, Tebriz’deki halı tüccarı Setterhan’ın hikayesini konu almaktadır.
Nar Ağacı Özet
Setterhan ve Zehra’nın farklı alışkanlıkları, yaşamları, aşkları ve aileleri vardır. Zehra Trabzon’da yaşamaktadır. Setterhan ise İran’ın Tebriz kentinde hayatını sürdürmektedir. Setterhan Azeri bir Türk gencidir. Halı tüccarlığı yapmaktadır. Ailenin tek oğludur. Önce Azama bir aşk besler sonra da kitaplar prensesi Sofia’ya âşık olur. Ama ikisine de kavuşamaz.
Azam, Setterhan yerine Piruzu tercih eder ve kaçarak, evlenirler. Sofia’nın Batum’da bir kitapçı dükkânı vardır. Setterhan’ın Batum’a yolu düştüğünde tanışırlar. Ama yoğun bir savaş döneminden dolayı, Bolşevik ihtilaliyle yolları ayrılır.
Zehra, Trabzon’da yaşamaktadır. Balkan harbinde sevdiği adamla abisi vefat eder. Hayat Setterhan ve Zehra’nın ayrılışlarını, birbirlerinde kavuşturarak hediye eder.
Aslında yazar dedesinin 12 yaşında ona gönderdiği mektupla, birkaç fotoğrafla eski zamana yolculuğa çıkar. Tahtı Süleymanı görmeyi ve onu Trabzon’a getiren nedenleri öğrenmek istemektedir.
Setterhan ilk aşkı Azam ile nişanlanacağı zaman, Azam Piruza âşık olarak kaçar. O zamandaki Törelere göre Setterhan’ın ikisini de öldürmesi gerekmektedir. Lakin yapamaz. Daha sonra Batumda tanıştığı Sofia’nın yanına gider. İhtilal sebebiyle istemese de ayrılırlar.
Setterhan başladığı işi bitiremediği için ölüm kararı verilmiştir. Bu sebeple Trabzona kaçar. Trabzonda herkes Setterhana yardım eder. Zehra ise nişanlısı ile Savaş nedeni ile ayrılır. Savaş nedeniyle Zehra ve ailesi bir süreliğine İstanbul’a göçerler. Savaş bittikten 2 yıl sonra dönen Zehralar, evin bahçesindeki Nar Ağacının durduğunu fark eder. Trabzon’un İncisi Zehra ve ahalinin sevdiği Setterhan tanıştırılır ve evlendirilir.
Nar Ağacı kitabı ne anlatıyor?
Aslında kitapta, hayatın sizi nereye sürükleyeceğinin belli olmadığını anlatmaktadır. Aynı topraklarda buluşamasanızda, aynı gökyüzünün altında tanışma ihtimalinizin olduğunu vurgulamaktadır. Kader, savaşın etkileri, zorlu bir göç durumu, töre, aşk kitapta naif duygularla anlatılmaktadır.
Nar ağacı Nazan Bekiroğlu kaç sayfa?
Nar ağacı kitabı 540 sayfadan oluşmaktadır. Anlatıcı yazardır.
Nar ağacı gerçek mi?
Nar ağacı kitabı gerçek bir hikâyenin okuyucuyla buluştuğu bir kitaptır. Yazarın dedesi ve anneannesinin hikayesini kaleme aldığı gerçek bir hikayedir.
Nazan Bekiroğlu nar ağacı kitabının konusu bakımından türü nedir?
Nar ağacı kitabı roman türündedir. Gerçek hikâyeden esinlenilmiş hikâyeden oluşmaktadır.
Nazan Bekiroğlu nar ağacı yorum?
Kitap ile zorlu bir savaş döneminin içinde hissetmektesiniz kendinizi. Özellikle kaderin tanımını kitabı okurken hissetmektesiniz. Farklı alışkanlıkları, aşkları, aileleri olan kişilerin gelişen olaylarla rastlaşması sizi düşündürmektedir. Yazar yaptığı betimlerle sizi anın içine sürüklemektedir. Kimi zaman aynı toprakta olmasak da, aynı gökyüzünün altında buluşma ihtimalimiz olduğunu unutmamamız gerektiğini anlatmaktadır.