Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler Yorum Ve Tahlili
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler tahlili yapacak olursak, kitap hakkında şunları söyleyebiliriz. Yazar kitabında Batılı aydının kafa yapısı ile bir Müslüman’ın anlayışını karşılaştırmıştır ve bunun aynı olamayacağını üstüne basa basa vurgulamıştır. Bunun sebebi olarak da her iki insanın da öğrendikleri kültürel ve dini kaynakların birbirinden çok farklı olmasını gösterir. Müslümanlar olarak bizim sorunumuz yazarın da belirttiği gibi yaşadığımız hayatın her alanında, her durumda Müslümanca bir anlayışı bilinçli bir şekilde yaşayamadığımızdır. Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler özet ve konusu için lütfen diğer sayfamızı ziyaret ediniz.
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler Yorum
Edebiyattaki ve öykü türü eserlerdeki başarılı ürünleriyle de bilinen Rasim Özdenören, bu eserinde önemli sorunları kuşatıcı bir perspektifle gündeme getirmekte ve sahip olduğu zengin bilgi birikimini başarıyla işleyerek, kitap üzerinden bizlerle tartışmaktadır. Kitap, bilgi, tecrübe, inanç ve değerlerimize ilişkin olarak bizlerin müslümanca düşünmenin nasıl başarılabileceği konusunda önemli bilgiler içeriyor.
Yazar bu kitabında batılı zihniyet ile Müslüman zihniyeti ayrımının yapılması gerektiğinden bahseder. Çünkü bu kafa yapısını oluşturamazsak ileri ki nesillerde sakat bir durumun ortaya çıkacağından bahseder. Batı zihniyetinin asla ve katiyen İslami sorunları çözemeyeceğinden bahseder. Günümüz yaşam biçiminde modern yaşam adı altında “Müslüman düşüncenin yeri yoktur” der ve ben buna pek katılmıyorum. Siz ne düşünüyorsunuz acaba.
Ben bu kitabı okumadım. Ama sayenizde bir hayli düşünce sahibi oldum. Fakat ben bir önceki yorum aksinine yazara katılıyorum. Bence günümüz dünyasında İslâm ne çekiyorsa modernizm adı altında bitmek, tükenmek bilmeyen çağdaşlaşmaktan, gereksiz, saçma sapan ve ucu kölelik olan batılılaşmaktan çekiyor. Bu benim şahsi düşüncem, aslında bu konu çok uzun ve çok derin düşünceler barındıran, toplum içinde kanayan bir yara. Burada anlatmaya yer ve zaman asla yetmez.
Günümüz Batı zihniyetinin, insanları bireyselliğe itmesi, toplum içinde yalnızlaşmasını anlatıyor. Batı kültürü insanları birbirlerini kardeş olarak gösteren manevi değerlerden ziyade maddeci, çıkarcı yönüyle ön plana çıkmasındandır. Muhtemelen yazar da bu eserinde bunları kastediyor olmalı.
Yazar bu kitabında İslam'ı tam anlamı ile yaşamanın ancak ve ancak Müslüman bir toplumla mümkün olacağını hatırlatıyor bize. Kendini ve yaşadığımız dünyayı bilen ahlaklı insanlardan oluşan bir toplumla. Kitap az sayfaya sahip kısacık bir deneme olmasına rağmen dönüp dönüp okunacak iyi bir baş ucu kitabı bence. Umarım bir çok insan bu kitabı okur ve değerlerine sahip çıkar.
Öncelikle yaşadığımız zamanda İslam şöyle idi ya da eski zamanlarda İslam böyleydi diye kitabı eleştirenler var. Bence bu durum tartışılacak bir konu bile değil. Çünkü İslam ilk gün ki gibi aynı ama İslamı yaşadığını söyleyenler öyle değiller. İslam da suç yok bu zamanda müslüman olduğunu söyleyenlerde var ne varsa. Büyüklerimizin çok güzel bir sözü var “islamin çağı olur mu hiç”. Dinimiz her çağ da aynı asla değişmedi sadece bu kitapta da belirtildiği gibi “Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.“ Bu harika sözü duvarlara asmalıyız bence.
Rasim Özdenören'de, Sezai Karakoç'un da eserlerinde olduğu gibi günümüz müslümanlarını konu alıyor. Günümüz insanların nasıl bazı şeyleri putlaştırdıklarını anlatıyor. Günümüzde Müslüman ülkelerin zavallı halini ve Batının iyilik adı altında yaptıklarını kötülükleri konu alıyor. Az sayfalı ama bilgi bakımından kapsamlı bir kitap diyebilirim. Günümüz dünyasını konu aldığı için bence okunmalı kesinlikle. Kitap içeriğindeki konuları günümüz insanların yaşantısını ele aldığı için okumakta fayda var çünkü biz Müslümanları ilgilendiren önemli konular var.