Kırlangıç Çığlığı Yorum Ve İnceleme
Kitabın baş kahramanı Körebe lakaplı seri katil, 2012 yılında işlediği tam on iki cinayetin ardından kayıplara karışıyor ve kimse bir daha ondan haber alamıyor. Polis geride bıraktığı izleri takip ederek bulmaya çalışıyor ama sonuç sıfır. Uzun bir aradan sonra kurbanlarını çocuk tacizcileri arasından seçen körebe yeniden insan öldürmeye başlıyor. Kitap dolambaçlı bir kurguya sahip. Kırlangıç çığlığı, değişen gündeme direnen, fark etmemiz ve değiştirmek için eyleme geçmemiz gereken, kanayan yaralarımızı bizlere yüksek sesle haykırıyor. Kırlangıç çığlığı özet ve konusu için lütfen diğer sayfamızı ziyarete ediniz.
Kırlangıç Çığlığı Yorum
- Kırlangıçlar, doğada yaşayan göçmen kuşlardır. Havada çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerce Kırlangıç kuşu fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan kırlangıçlar, yeni geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken, yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar ve acıyla, öfkeyle, çığlıklar atarlarmış. “Ölen arkadaşlarının yasını tutarlar.” Kitap tam manasıyla insanların bu acı dolu haykırışlarını anlatıyor. İnsanlarda kuşlar gibi zorunlu olarak göç ediyorlar. Ve bu göçler hiçte kolay olmuyor.
- Küçücük yaşta tacize, tecavüze uğrayan çocukların sesi olamamak gerçekten çok acı. O çocukları düşündükçe deliriyorum. Öyle ki o çocuklara el sürenleri hapse tıksan bile çıktıklarında kaldığı yerden devam ederler. Kötüler gider ama kötülük kalır diyor kitapta, dolayısıyla kötülükle mücadele etmenin bir yolunu bulmak zorundayız. Yoksa bunca pisliğin önüne nasıl geçilsin tüm bu iğrençliklerin. Ne kadar mümkün o da muamma. Ama bu dünyadaki pisliklerden kurtulmamız gerek. Bu temizliği ileri ki yıllardaki nesillerimiz için yapmalıyız.
- Kitap içeriği yakında tarihimizde çıkan suriye savaşından örnekler veriyor. Suriye’den başka ülkelere göç etmiş insanların aciz, yoksul, kimsesiz hallerinden yararlanarak, onların çocuklarının, organlarının alınıp yüklü miktara satılması. Ve buna vahşete dayanamayan küçücük çocukların ölmesi kadar acı başka bir şey yoktur. Bu yaşadığımız toplumumuz da kanayan başka bir yaradır… bir çok yara gibi ! İnşallah bu yaraya hep birlikte bir çözüm bularız.
- Kitabın konusu oldukça ilginç. Diğer kitaplara hiç benzemiyor. Bu kitapta yazar yazılmayanları yazmış. 2012 yılında 12 çocuk tacizcisi insanı öldüren bir seri katil, namı diğer Körebe, 2018 yılında tekrar insan öldürmeye başlıyor. Ancak bu sefer daha da ilginç, insanları öldürürken, seri katilin belirli bir ritüele sadık kalması. Körebe kim? Neden çocuklara taciz ve tecavüz edenleri öldürüyor? Acaba bu yaptıkları kendi geçmişiyle mi alakalı? Uyguladığı ritüelin anlamı da ne? Nasıl oluyor da asla yakalanmıyor? Polisten her daima ileride. Herkes, istemsizce halk, polis ona hayranlık duyuyor. Aslında polisler içlerinden diyor ki ''Bizim yapamadığımızı yapıyor.'' diyor. Çünkü bir çocuk tacizcisinin hapishaneye tıkılmaktansa öldürülmesi onlara daha cazip geliyor. Belki de olması gereken budur? Yasaların yapamadığı bazı şeyleri böyle insanların yapması bence de daha adil..
- Kitap içeriği hakkında İtiraf edelim. Hapishaneye düşen tacizcilerin, Mahkûmlar tarafından işkence görmesi hepimizi mutlu ediyor. İçten içe hepimiz gerçek adaleti onların sağladığını düşünüyoruz. Kitap içeriğinde de bu işlevi gören bir seri katil var. Çocuk tacizcilerini ve tecavüzcülerini temizliyor. Doğru olan bumu yoksa başka yolu varmı?