Anasayfa >> Türk Edebiyatı >> Türk Edebiyatı Romanları >> Beyaz Gemi Özet Ve Konusu & Cengiz Aytmatov

-beyaz-gemi-konusu-ve-ozeti-cengiz-aytmatov

Beyaz Gemi Özet Ve Konusu & Cengiz Aytmayov

Beyaz Gemi konusu, eserde San-Taş vadisinin çevresinde beş on kişi ile yaşayan ve hayattaki tek varlığı dedesi olan çocuğun dışarıda bulamadığı mutluluğu iç dünyasında bulmaya çalışması anlatılmaktadır. Eserde, geçmişin geleceği şekillendirmesi gibi dedenin de çocuğun dünyasını şekillendirmesi konu ediliyor.

İçerik Haritası

Beyaz Gemi Özet

Başkahramanımızın dedesi Mümin dede, tarihine, örf ve adetlerine bağlı, ileri yaşına rağmen hala çalışmaya devam eden biridir. Çalışmasında onu motive eden şey, anne ve babası tarafından terk edilen torununa bakmak zorunda olmasıdır. Mümin dedenin torunu çocuk yaştadır ve tam bir hayalperestir. Hayallerinde yaşattığı dünyaya çok gitmek istemektedir. Hayalperest olmasının en büyük sebebi dedesinin anlattığı olağanüstü efsanelerdir. Bu efsanelerden biri de Maral ana efsanesidir.

Maral Ana efsanesi, geçmiş zamanlarda kırgızların başı han ölmüştür. Hanı mezara koyarak bilinmeyen birileri tarafından saldırıya uğrarlar. Kırgız hanlığı insanları tamamen yok edilir. Saldırı sonrası bir erkek ve bir kız sağ kalır. Bu iki kişi kendilerine geldiğinde bu katliamı yapanların peşlerine düşerler ve takip ederler. Bu takip sonrası yakalanırlar ve öldürülmek üzere bir uçurumun kenarına götürülürler. Tam uçurumdan atılırken Maral ana ortaya çıkar ve bu iki genci himayesine alır.

Maral ana bu iki genci Işık gölü kenarına götürür. Burada yeniden çoğalmalarına yardım eder. Gün gelir büyük bir oba olur kırgızlar. Bu oba halkı içinden iki kişi ölen atalarını onurlandırmak ve maral soyundan geldiklerini ispatlamak için yakaladıkları beyaz bir maral’ı öldürürler ve boynuzlarını atalarının mezarının üzerine dikerler. Bu durumu gören gençler de kendi atalarına böyle bir onur vermek için aynısını yaparlar. Ve civarda hiç beyaz maral kalmaz. İnsanoğlu kendine yapılan iyiliğe gene ihanetle cevap vermişti.

Dedesinin anlattığı bu hikayeler ile çocuk büyümektedir. Çocuk içten içe bu marallara karşı çok büyük bir sevgi beslemektedir. Anne ve babası tarafından terk edilen bu çocuk sık sık dedesinin dürbününü alır ve uzaktaki dağı izlerdi. Bir gün gölü izlemeye karar verdi ve o sırada beyaz bir gemi ıssık gölünde bir anda göründü ve sonrasında kaybolmuştu. Çocuk onu terk eden ailesinin bu gemide olduğu hayal etmişti hep. Çocuk bu gemiye ulaşabilmek için bazen kuş olmayı bazen de balık olmayı hayal ediyordu. Gemide ailesine uçarak ya da yüzerek ulaşmayı hayal ediyordu.

Mümin dedenin torunu okul çağına gelmişti. Çocuğa okul çantası almıştı. Torunu buna çok sevinmişti. Ve çantasına bir isim koymuştu. Dedesinin ona anlattığı tüm hikayeleri oda çantasına anlatıyordu. Tek arkadaşı çantası olmuştu. Mümin dede ileri’ki yaşına rağmen torununu her gün okula getirip, götürüyordu. Üstelik kendi damadının yanında da çalışıyordu. Damadın çocuğu olmuyordu bu durumdan dolayı da mümin dedenin kızını suçluyordu ve onu her gün dövüyordu. Mümin dede torununa bakmak için çalışmak zorunda olduğunda dolayı sesi çıkartmıyordu.

Mümin dedenin damadı orozkul, bir gün dağdan tomruk getirir. Getirdiği tomrukları nehirden geçirmeye çalışırken bazı tomruklar taşlara sıkışır. Atlar çok yorgun olduğu için tomrukları çekip çıkartamazlar. Mümin dede atları dinlendirmeyi söyler ve bu arada da torununu almaya gider. Bu duruma orozkul çok sinirlenir. Orozkul kendisine akıl verilmesini hiç sevmezdi. Orozkul mümin dedeyi işten çıkartmıştı. Ve kızını da boşayıp evden kovmuştu. Mümin dedin kızı da boşanmasındaki sebeb olarak babasını yani mümin dede’yi görmekte idi. Mümin dede bu duruma çok üzülmüştü ama elinden bir şey gelmezdi.

Mümin dede’nin bu üzüntülü hali çocuğu çok üzer ve maral anadan ona bir kelebek getirmesi için dua eder. Orozkul’un çocuğu olunca onun yumuşayacağını ve her şeyin eskisinden daha da güzel olacağını düşünür. Çocuk o gece rüyasında maral anayı görür ve bebek sepeti ile ona doğru geldiğini görür. Uyanınca bu rüyaya çok sevinir.

Orozkul nehirde kalan tomruklarını kurtarmak umuduyla bir kamyon adamla nehir kıyısına gelir. Mümin dede affedilmek umuduyla onlara yardım eder. Tam o sırada nehrin karşı kıyısında iki tane beyaz maral görünür. Herkes dona kalır ve tomrukları kurtarmaya devam ederler. Sonrasında ise Çocuk evde uyurken bir anda iki silah sesi duyar. Silah sesinin geldiği yöne hızla koşar. Ve gördükleri karşısında şok olur. Orozkul adamları ile maral anayı vurmuştu ve onu yemek için sofra hazırlıyorlardı. Çocuk yetişdiğinde maral anayı pişirip yiyorlardı.

Maral ananın kesik başını görünce çocuk çok üzülmüştü. Ve bir gü önceki rüyası aklına gelmişti. İçinden orozkul sana evlat getiren maral anaya nasıl kıydın be adam demişti.

Çocuk artık ben bu diyarlarda duramam der ve mümin dedenin gözleri önünde, ailesinin olduğunu düşündüğü beyaz gemiye ulaşmak için balık olmak umuduyla nehre kendini atar.

Beyaz Gemi Kısa Özet

Beyaz gemi özet, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov tarafından yazılan eserde Issık gölü çevresinde anne babası tarafından terk edilmiş yedi sekiz yaşlarındaki çocuğun yaşamı anlatılır. Çocuğun hayattaki tek varlığı olan dedesi ona sahip çıkmıştır. Çok çalışkan ve herkese yardım etmesinden dolayı dedesine ‘’Kıvrak Mümin ‘’ demişlerdir. Aslında dede yaşına göre kıvrak bir zekaya da sahiptir. Dede, nine, Bekey Hala, Seyda Ahmet, Orozkul, Gülcemal, Kuluberg ve Koketay romandaki diğer kişilerdir.

Dede Bekey Hala dedikleri kızının kocası Orozkul’un yanında çalışarak geçimlerini temin etmektedir. Çocuğa sıkılmaması için anlattığı ‘’Maral Ana ‘’masalı çocuğun en sevdiği şeydir. Bu masala göre çocuk ve o çevrede yaşayan insanlar Marallar soyundan gelmektedir. Çocuğun sahip olduğu en değerli iki eşyasından biri eski bir dürbünü biri de dedesinin ona zar zor aldığı okul çantasıdır. Çocuk, zaman zaman okul çantası ile dertleşmektedir bunun sebebi ise çevresinde onu anlayabilecek hiç kimsenin bulunmamasıdır. Dürbünü ile babasının çalıştığını düşündüğü ‘’Beyaz Gemi’’yi gözlemektedir. Bir balık olup Beyaz Gemiye ulaşmayı hayal etmektedir. Dedesi çok çalışmasına ve yorulmasına rağmen çocuğu her gün okula götürüp getirir.

Tembel ve sürekli içkili olan Orozkul yine içkili olduğu bir anda tomruk sözü vermiştir. Bu işi yetiştirmek için uğraşırlarken üç Maral gören dede bunlarla fazla ilgilenmez. O gün işten dolayı çocuğu almaya geç kalır ilk defa ve vakit ilerlediği için Orozkul’dan izin almadan çocuğu almaya gider yolda öğretmenle karşılaşırlar ondan özür diler ve çocuğu eve bırakır. Tekrar ormana dönen dede Seyda Ahmet ile tomruk işini halleder Orozkul kızmasın onu affetsin diye de ne derse yapar. Maralın avlanmasını isteğini de mecburen kabul eder. Okuldan sonra rahatsızlanıp yatan çocuk neşeli seslerden dolayı uyanır. Dışarıda yiyen eğlenen insanların yanında maral boynuzunu ve kazan başında dedesini görünce hayal kırıklığına uğrar içeri girerek yorgan altında sessiz sessiz ağlar. Bir süre sonra dedesinin yanına geldiğinde dedesi ölmüştür ve o da kendini balık olup Beyaz Gemi’ye ulaşma hayali ile suya bırakır.

Beyaz Gemi Yorum?

Herkesin okumasını isteyebileceğimiz sıcacık bir Cengiz Aytmatov romanıdır. Eserde insanı yoran yalnızlık, zorluklarla mücadele değil iyilerin bizde bıraktığı hayal kırıklıklarının yıpratıcılğı özgün bir şekilde ortaya konmuştur.

Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi adlı eserinin konusu bakmından türü nedir?

Bu eserin türü; çocuğun öz yaşam öyküsünü anlattığı için otobiyografik roman olarak karşımıza çıkar.

Beyaz Gemi kaç sayfa?

Kitap toplamda 174 sayfadır.

Beyaz Gemi olayı nedir?

BU eserde Kırgız yazar Cengiz Aytmatov hayattaki tek varlığı dedesi olan yedi sekiz yaşlarında saf ve temiz bir çocuğun iç ve dış dünyasında yaşadıklarını anlatmıştır.

Beyaz Gemi gerçek mi?

Eserde bazı tarihi gerçekliklere, yakın döneme ve Kırgız kültürüne yer vermesine rağmen kişi ve olaylar tamamen kurgusaldır.

Beyaz Gemi kaç yaş için uygundur?

Beyaz Gemi on beş yaş ve üzeri için uygun bir eserdir.

Beyaz Gemi çocuğun adı nedir?

Beyaz Gemi adı eserde çocuğun adı hiçbir yerde geçmemektedir. Eserin başından sonuna o bir çocuktur.

Ana yasanın 5846 sayılı kanunun 25. maddesinin ek 4 maddesine göre yetkili kişiler bizden yayınlanmış olan eserin hakkındaki yazıyı kaldırmamızı isteyebilirsiniz. Bu işlem içinde bize 3 gün vermek zorundasınız. 3 gün içerisinde kaldırmazsak bizi dava edebilirsiniz. Bize bildirim yapılmadan yapılan suçlamaların karşılığında bizde size maddi ve manevi tazminat davası açacağımızdan şüpheniz olmasın...Bizlere iletişim sayfasındaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.

Kitaba Yapılan Yorumlar