Anasayfa >> Türk Edebiyatı >> Türk Edebiyatı Romanları >> Suyu Arayan Adam Özet Ve Konusu & Şevket Süreyya Aydemir

suyu-arayan-adam-konusu-ve-ozet-sevket-sureyya-aydemir

Suyu Arayan Adam Özet Ve Konusu & Şevket Süreyya Aydemir

Suyu Arayan Adam konusu, ilkokul öğretmeni olarak yetişmek üzereyken, 1. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla savaşa katılan ve sonra Büyük turan’ı kurmak için Hazer ve Kafkas ülkelerine koşan bir Türk gencini konu edinmektedir. Yazar bu otobiyografisi aracılığıyla çocukluğundan başlayarak tüm hayat hikayesini ayrıntılı bir şekilde anlatır. Kitapta yazarın II. Meşrutiyet açısından da etkili olan siyasi ideal arayışlarını da ele almaktadır.

İçerik Haritası

Suyu Arayan Adam Özet

Babası zengin bir ailenin bahçıvanlığını yapan şevket süreya aydemir, balkan savaşlarının olduğu yıllarda dünyaya gelir. Büyüdüğü aile çevresindeki herkes siyaset ve güncel olayları konuşmaktadır. Böyle bir ortamda yetişmesi sonucu olarak siyaset hakkında fikir ve eleştirileri olmuştur. Büyüdüğünde ise iyi bir asker olmak istemektedir.

Lise yıllarında Kuleli askeri lisesinde okumaktadır. Bu yıllarda osmanlının toprakları ile övünmektedir. Hata kaybettiğimiz tüm toprakları geri alacağımızı bile söylüyordu. Ama o yıllarda devlet devamlı olarak toprak kaybediyordu.

Meşrutiye'in ilanı ile farklı halklar birbirileri ile kucaklaşıyordu. Nedense daha sonraları bu halklar birbirlerine girmişti. Bu dönemde milliyetçilik akımları gün yüzüne çıkmıştı ve artık osmanlıcılık kavramı yok olmaya yüz tuttuğu anlaşılmıştı.

İşte böyle bir dönemde ortaya atılan Turancılık akımı yazarımız için bir kurtuluş yoluydu. Bu düşünceye sıkı sıkı bağlanmıştı ve peşinden gitmişti. Her ne kadar osmanlı toprak kaybetsede türkün olduğu heryer türk yurduydu nasılsa düşüncesiyle hareket etmeye başlamıştı.

Bu yıllarda birinci dünya savaşı başlamıştı. Yazarımızın abisinin birisi balkan savaşlarında şehit düşmüştü. Diğer abisi ise sarıkamışta şehit olmuştu. Kendiside aynı yerde şehit olmak üzere savaşmak için kafkas cephesine gitmişti.

İstanbuldan kafkasa giderken geçtiği anadolu toprakları ona hiçte iyi bir izlenim bırakmamıştı. Anadolu yoksuluğun içerisinde yaşamakta idi. Öyle bir durum vardıki halk kendi dinini bile bilmemekteydi. Hata peygamber efendimizin bile yaşadığını iddaa eden sapkınlar vardı. Kimileride istanbulda oturuyor ben gördüm diyenler bile vardı.

Yazarımız aydemir tüm bu olayların aslında halkın suçu değil yönetim suçu olduğu kanısına varmıştı. Çünkü halk yıllarca haksız alınan vergiler yüzünden bu duruma düşmüştü. Bu halkı bu durumda yüz üstü bırakılamazdı. Ve bu halkın çocukları ve gelecek nesilleri için hayatını seve seve feda etmek için kafkas cephesine gitmeye devam etmişti.

Aydemir kafkasya cephesine gittiğinde savaş devam etmekteydi. Ve burada çok büyük başarılar alınmıştı. Savaş aslında kazanılmıştı. Nasıl olduysa masada kaybedilmişti. Aydemir bu sıralarda oradaki halka Turancılık akımını anlatmaktaydı. Halk aydemire büyük ilgi gösteriyordu. Gelen bir emir ile istanbula dönmek zorunda kalmıştı.

Aydemir istanbula geldiğinde herşeyin ona çok yabancı olduğunu görmüştü. Tam bu sırada Azerbaycan devleti türk eğitimcileri talep etmekteydi. Aydemir bu teklife evet dedi ve tekrar kafkaslara gitti. Bu gidişte orada Enver Paşa ile tanıştı. Aslında enver paşa ile tanışması sonucu turancılık akımının aslında boş bir hayal olduğunu anladı ve hayalleri yıkıldı. Çünkü oradaki kominist akımının temsilcisi bile türk kökenliydi.

Cumhuriyetin kurulması ile aydemir tekrar ülkeye dönmüştü. Bu seferki ülkesi çok farklı gelmişti ona. Aklında bulunan turancılık ve koministlik akımları onun için artık bitmişti ve kendisini cunhuriyetçi ve milliyetçi olarak tanımlamaya başlamıştı. Ve bu yolda çalışmalar yapmaya başlamışdı.

Bazı dergilerdeki yazıları yüzünden 10 yıl adar hapis cezası almıştı. Cezasını çektikten sonra ise ankarada öğretmenlik yapmak için gelmişdi. Ama kendisini bir anda siyasetin içerisinde buldu. Siyaset içerisinde uzun bir süre görev alıdı. Ve birçok konuda aktif olarak çalıştı

Daha sonraları vekiller heyeti kararı ile emekli edilen aydemir daha sakin ve huzurlu bir hayat sürmek için küçük bir kasabada toprakla uğraşmaya başladı ve halktan kopuk bir şekilde yaşamaya başladı.

Suyu Arayan Adam Yorum

Suyu arayan adam hakkında okuyucuların düşünceleri şu şekildedir.

  • Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 100 Temel Eser kapsamına alınan Suyu Arayan Adam, toplumların kaderini tayin eden önemli oluşumlara ışık tutmaktadır. Kitap bu özelliği ile yakın Türk tarihinin incelenmesi bakımından önemli bir kaynak olma özelliğini taşımaktadır.
  • Yazar Tek Adam adlı kitabında Atatürk’ün yaşamını, ülkedeki rolünü ve inkılaplarını incelerken Suyu Arayan Adam adlı kitabında kendi yaşamını, ülkedeki rolünü ve tarihteki yerini anlatıyor.
  • Eğer yakın geçmiş araştırmaları ile ilgileniyorsanız ve belirli bir dönem Türkiye’sini merak ediyorsanız, kitabı okuyabilirsiniz.
  • Kitap sade bir üsluba sahip ve bu özelliği ile okuyucuyu yormuyor.

Daha fazla suyu arayan adam yorum okumak isterseniz lütfen diğer sayfamızı ziyaret ediniz.

Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam Ne Anlatıyor?

1959 yılında tamamlanan kitap iki bölümden oluşmakta olup, bir ilkokul öğretmeninin savaş dolayısıyla farklı ülkelere yaptığı gezileri anlatmaktadır.

Suyu arayan adam türü nedir?

 Suyu Arayan Adam, otobiyografi türünde yazılmış bir eserdir. 408 sayfadan oluşmaktadır.

Suyu arayan adam kimin eseri?

Suyu Arayan Adam Şevket Süreyya Aydemir tarafından kaleme alınmış olup 1959 yılında tamamlanmıştır.

Ana yasanın 5846 sayılı kanunun 25. maddesinin ek 4 maddesine göre yetkili kişiler bizden yayınlanmış olan eserin hakkındaki yazıyı kaldırmamızı isteyebilirsiniz. Bu işlem içinde bize 3 gün vermek zorundasınız. 3 gün içerisinde kaldırmazsak bizi dava edebilirsiniz. Bize bildirim yapılmadan yapılan suçlamaların karşılığında bizde size maddi ve manevi tazminat davası açacağımızdan şüpheniz olmasın...Bizlere iletişim sayfasındaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.

Kitaba Yapılan Yorumlar