Anasayfa >> Türk Edebiyatı >> Türk Edebiyatı Romanları >> Zeytindağı Özet Ve Konusu & Falih Rıfkı Atay

zeytindagi-konusu-ve-ozet

Zeytindağı Özet Ve Konusu & Falih Rıfkı Atay

Zeytindağı kitabı Falih rıfkı atay tarafından anı türünde yazılan bir eserdir. Zeytindağı konusu anı türünde yazılan, Osmanlı saltanatının son günlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk günlerini anlatan bir kitaptır. Kitapta bir imparatorluğun çöküşüne şahit olurken, kurulacak olan Cumhuriyet’in ayak seslerini de duyuyoruz. Kitap, yazarın Cemal Paşa Karargahı olan Zeytinyağı’na tayin olmasından sonra yaşadığı olayları anlatıyor. Ayrıca o dönemin önemli şahsiyetlerine de değiniyor. Kitap tarihi açıdan önemli bilgiler içerdiği için özellikle o dönemleri merak edenler ve araştıranlar için tavsiye ediliyor. Falih rıfkı atay bu kitapta osmanlığı imparotorluğunun çöküşü yıllarında duyulan cumhuriyetin ayak seslerini anlatmaktadır. Kurtuluş savaşına katılan bazı komutlarında özelliklerine değiniyor.

İçerik Haritası

Zeytindağı Özet

Zeytindağı’nın en yüksek yerinde Lut denizine ve Gerek dağlarına bakıyordu. Çok uzaklarda görünen Kızıl denizin Sol kıyısı, Hicaz Ve yemen toprakları vardı. Başını çevirdiğinde ise Kamame kilisesinin kubbesi gözüne ilişti. Bulunduğu toprak ve yer Filistin’di. Daha aşağıda Lübnan ve Suriye toprakları, diğer tarafta ise Süveyş kanalı diğer yanda Basra körfezine kadar uzanan çöller ve şehirler vardı, hepsinin üstünde bizim şanlı sancağımız vardı.

Yazar Enver paşayı henüz binbaşı iken tanımıştı. Onu diktatör olarak tanımlıyordu. Türkiye’yi kurtarmak için sadece Almanların savaşı kazanması yetmeyecek aynı zamanda da Enver paşadan kurtulmak gerekecekti. Ama böyle bir durum söz konusu bile değildi. Yazar derki keşke harbiye nazırı Enver paşa değilde Cemal paşa olsaydı o bizi savaşa sokmazdı ve koskoca devleti bozuk para gibi harcamazdı.

Zeytindağı’nda 4. ordu karargahı’nın zabitleri ile Cemal paşa’nın adamları şeklinde iki sınıf oluşturulmuştur. Bu durum yazarımızın en çok korktuğu şeydi. Birilerinin adamı olarak damgalanmak. Oysa hepimiz Osmanlının şanlı askerleri değilmiydik?

Cemal paşa ölmeden Suriye’de esaslı bir güvenlik sorunu olduğunundan bahsetmişti. Bunun ne olduğunu anlatamadan sokak ortasında suikaste uğramıştı ve şehit olmuştu. Hemde bir zamanlar bolşevik ihtilalinden koruduğu kolladığı ermeniler tarafından şehit edilmişti.

Enver paşa, cemal paşa ve birkaç kurmay ile medineye gitmişlerdi. Medine’de peygamber kabri ile tüccarlık eden simsarlar vardı. Bu simsarlar oldukça fazlaydı. Medine’ye ziyarete gelen saf halka ellerinden paralarını almak için herşeyin kutsal olduğunu söyleyerek herşeyi halka faiş fiyatlara satıyorlardı. Burası artık kutsal mekandan çok dini değerlerin mal gibi satılan bir pazar olmuştu.

Kudüs ve Filistin’de hıristiyanlık ve müslümanlık diye bir sorun yoktu. Sadece yahudilik ve arap meselesi vardı. Bir avuç yahudi tüm filistine hakim olma çabasındaydı. Orada yaşayan altı yüz bin arapı yok saymaktaydılar. Köyler ve kasabalarda hep gariban, fakir araplar vardı. Nerede bir güzellik ve iyi bölge varsa orada hep yahudiler olmaktaydı. Cemal paşa öldürülmeden önce suriyeyi yeniden osmanlı halkı yapmak için suriyede bulunan amerikan ve fransız kolejleri benzer türk okulları yaptırmaktı. Böylelikle yeni genç neslin osmanlıdan kopmasını engellemekti. Bu proje için Halide edip hanım’dan destek almıştır. Suriyeye örnek tarım çiftlikleri kurmuştur.

Osmanlının son zamanlarında ülkede kimse kimseye güvenmemekteydi. Fısıltı gazetesi her yerdeydi. Bu yüzden Cemal Paşa Ve Talat Paşa araları bir hayli açıktı. Askerin geneli derki “Enver yerine harbiye nazırı Cemal paşa olsaydı birinci dünya harbine girmezdik ve batmazdık.” Birinci dünya harbinde Suriye ve Filistin’e Almanlar çok önem veriyorlardı. Bu cephelerde Cemal paşa ve ekibi bulunmuştu. Diğer tarafta hiç durdurulamayan ingiliz kuvvetlerini Mustafa Kemal durdurmuştu. Kudüs ingilizlerin eline geçmişti. Kudüste bulunan vatan evlatları hepsi şehit olmuştu. Ülkede artık düşünülen tek şey Anadoluyu ve İstanbul’u elde tutmaktı. Şamdan ayrılıp istanbula döndüklerinde Cemal Paşa istifa edecekti ve ordu kumandanı olmayacaktı artık. Ama hiç bir şey istediği gibi olmadı.

Kurtuluş savaşı sırasında cemal paşa üzerine düşeni elinden geldiğince yaptı. En son sakarya meydan muharebesinde anladılar’ki ya bir millet olarak kalacağız ya da bir millet olarak şerefimizle öleceğiz. Sakarya savaşı sırasında hazinede beş kuruş yoktu ve para bulma ihtimalide yoktu. Mustafa Kemal eşsiz dehası ile bu sorunu kökten çözdü ve bu millete anadoluda kalma şansı verdi. Bu yüce gönüllü millet elinde avucunda ne varsa orduya verdi ve tüm emeklerinin karşılığınıda Sakarya meydan muharebesinde, Dumlupınarda’da, İzmir’de savaşı kazanarak aldı.

Kurtuluş savaşında bu vatan için şehit ve gazi olan tüm asker ve sivil halkımızdan Allah binlerce kez razı olsun.
 

Zeytindağı Kitabı Hakkında Yorum

Kudüs yakınlarında bulunan Zeytindağı bölgesindeki Cemal Paşa Karargahı’na tayin olan Falih Rıfkı, kitap boyunca kurulacak olan yeni devler düzeninin şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Kitapta Enver, Talat, Cemal Paşa üçlüsünü görüyoruz. Bu üçlüden Cemal Paşa yenilikçi bir şahsiyete sahipken, Enver ve Talat Paşa muhafazakardır. Falih Rıfkı da yenilikçi olduğu için Enver Paşa’yı diktatör olarak görmektedir.Enver Paşa’yı yapılacak olan tüm gelişmelerin önündeki engel olarak düşünmektedir.

İlk sayfalarda yazar bize İttitah ve Terakki Cemiyeti’ne dair bilgiler veriliyor. Cemiyet kendi içinde farklı gruplara ve düşüncelere bölünmektedir. Tüm liderlerin kendilerine ait bir grubu vardır. Falih Rıfkı da Cemal Paşa’nın adamıdır. Cemiyet içindeki bölünmüşlüğü eleştiren Falih Rıfkı Atay, kurtuluşun ancak birlik ve beraberlikle gerçekleştirilebileceğini savunur. Ancak maalesef kişisel uyuşmazlıklar ve tartışmalar sebebiyle gruplaşmalar ve kargalaşalar ortaya çıkmaktadır.

Cemal Paşa Suriye’yi Osmanlılaştırmak için orada Beyrut’taki eski Fransız ve Amerikan Kolej’lerine benzeyen modern Türk Okulları açmak istemektedir. Biraz da bu fikirlerinden dolayı, Osmanlı entrikalarının kol gezdiği dönemde onun ve Talat Paşa’nın arası açılmıştır.

Kitapta denildiğine göre Enver Paşa’ya Alman dostu denirken, Cemal Paşa’ya Fransız dostu denilmektedir. Osmanlı Devleti’nin Almanlarla beraber savaşa girmesinin en büyük nedeni Enver Paşa’nın bu Alman hayranlığından kaynaklanmaktadır. Falih Rıfkı Atay’a göre en başından Harbiye Nazırı Enver değil de Cemal Paşa olsaydı ne 1.Dünya Savaşı’na girerdik ne de batardık.

Girilen savaşların ardından Osmanlı Devleti yıkılmış ve verilen toprak kayıplarından dolayı iktidari, iktisadi ve siyasi olarak da kayıplar verilmiştir. Kayıplardan sonra yeni devlet düzeninin kurulması için yapılması gereken inkılaplar belirlenmiş ve saltanatların kaldırılması planlanmıştır.

Cumhuriyetin ilanının ardından ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkması yolunda atılacak adımlarda Mustafa Kemal önemli ve büyük bir rol oynamıştır. Kendisi sanat ve kafa adamı olduğu için Büyük Harb’e girmek istememişti ancak asla Kurtuluş Harbi’ni bırakma fikrini öne sürmedi. Çünkü o tamamen bir vatan adamıydı.

Kitap savaşa ve o döneme dair detaylarla dolu. Yazarımız kitap boyunca bize vatan için bir şeyler yapmak gerekteğinde, bir komutan olarak her şeyden önce fikir ve sanat adamı olmak gerektiğini söyler.

Zeytindağı kaç sayfa?

Falih Rıfkı Atay tarafından yazılan Zeytindağı 176 sayfadır.

Zeytindağı kimin eseri?

Zeytindağı Falih Rıfkı Atay tarafından yazılmıştır.

Zeytindağı karakterleri kimlerdir?

Ana karakterimiz yazarın kendisi Falih Rıfkı Atay’dır. Kitapta ayrıca Enver Paşa’dan, Talat Paşa’dan, Cemal Paşa’dan ve Mustafa Kemal Paşa’dan da bahsedilir.

Zeytindağı kitabı türü

Zeytindağı anı türünde yazılmış bir kitaptır.

Zeytindağı yahudilik’mi anlatıyor?

Falih Rıfkı Atay kitapta Araplardan ve Filistin’den bahsederken Yahudilerden de bahsetmektedir. One göre Eski Filistin Arapların, yani hizmetçilerin; yeni Filistin ise tüm ihtişamı ve güzelliğiyle Yahudilerin olmuştur. Din satışa sunulmuştur. Araplar da Yahudiler de Hac dönemlerinde büyük kazanç elde etmek istemektedirler.

Ana yasanın 5846 sayılı kanunun 25. maddesinin ek 4 maddesine göre yetkili kişiler bizden yayınlanmış olan eserin hakkındaki yazıyı kaldırmamızı isteyebilirsiniz. Bu işlem içinde bize 3 gün vermek zorundasınız. 3 gün içerisinde kaldırmazsak bizi dava edebilirsiniz. Bize bildirim yapılmadan yapılan suçlamaların karşılığında bizde size maddi ve manevi tazminat davası açacağımızdan şüpheniz olmasın...Bizlere iletişim sayfasındaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.

Kitaba Yapılan Yorumlar