Bir İdam Mahkumunun Son Günü Özet Ve Konusu & Victor Hugo
Bir İdam Mahkumunun Son Günü konu olarak, eserin yazarı Victor Hugo 19. Yüzyıl Fransa içerisinde yer alan idam cezasını eleştirmek için bu kitabı yazmıştır. Kitabın ana karakteri ölüm cezasına mahkum edilmiş birisidir. Kitabın anlatıcısı bu mahkumun kendisidir. Mahkum bir süre önce idam cezası aldığını öğrenir önce kurtulmayı ümit eder ancak bir süre sonra durumu kabullenir ve ölüm duygusuna alışmaya çalışır. Mahkum, cinayet sebebiyle duruşması görülünce 5 hafta sonra idam cezasına çarptırılacağını öğrenir. Bu nedenle sürekli ölümü düşünmeye başlar. Bu ölüm düşünceleri ruhunu daraltır ve mahkumun hayata ve insalığa karşı bütün duyguları da değişir.
İnfaz günü geldiğinde görmesi için küçük kızını mahkumun yanına getirirler. Ancak mahkum tanınmaz haldedir. Mahkum idam edilmeden önce bir odada bekletilir. Bu odada kendisinden daha önce mahkum edilmiş olan kişilerin yazdıklarını görür. Dışarıda infazı izlemek isteyen insanların seslerini duyar ve gerginleşir.
Bir idam mahkumunun son günü adlı eser dünya klasikleri arasında yer alır. Takma adla yazarak, kitabı oluşturmuştur. İsminden anlaşılacağı üzere eser bir idam mahkumunun son gününü anlatarak sosyolojik ve psikolojik şekilde eleştirir.
İçerik Haritası
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Özet
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Hakkında Yorumlar?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Ki̇tabı Kaç Sayfadır ?
- Victor Hugo’nun Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Konusu Bakımından Türü Nedir?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabi Hangi Döneme Aittir?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Kaç Yaş İçin Uygundur?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabının Önsözünü Kim Yazdı?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Gerçek Bir Hikaye Mi?
- Bir idamın mahkumunun son günü idam ediliyor mu?
- Bir İdam Mahkumunun Son Günü psikolojik mi?
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Özet
Kahramanımız bir insanı öldürmek suçundan dolayı mahkemeye çıkar. Mahkeme öncesi kahramanımız cinayetin bir kaza olduğunu düşünmektedir ve kendisinin idam cezası değilde kürek çekme cezası alacağını düşünmektedir. Mahkeme kararı ise cinayet sanığının idam edilmesi yönünde idi. Bu karara avukat hemen itiraz etmişti. Mahkum avukatı susturmuştu ve cezayı kabul etmişti.
İnfaz tam altı hafta sonra yerine getirilecekti. Mahkum bu altı hafta boyunca koğuşunda moralini hep yüksek tutmaya çalışmaktadır. Bir umut düşüncesiyle hep kurtulacağını hayal etmektedir. Bir yandan da kendisini ölüm fikrine alıştırmaya çalışmaktadır. Diğer yandan artık kokumuş bir düzen içerisinde artık yaşamayacağını düşünmektedir. Kötü hapishane yemekleri, saygısız ve kötü davranan gardiyanlardan kurtulacağına sevinmektedir.
İnfaz günü yaklaşırken hep geçmişini ve geride bırakacağı ailesini düşünmektedir. Annesi aklına gelince zaten yaşlıdır. Yakında oda ölür diyerek düşünür. Karısı ise hastadır belki benden sonra hastalığı sebebi ile kısa zamanda oda ölür diye düşündü. Üç yaşındaki kızını düşündüğünde ise boğazı düğümlendi, nefes alamadı. Babasız kalan evladımı kim korur, kollar, kızımı kime emanet edecekler der. Ve içten içe ağlar. Ah güzel yavrum özür dilerim senden der.
İnfaz gününe çok az kalmıştır. Mahkumu normal koğuştan artık idam cezası verilen mahkumların bekledikleri küçük bir koğuşa koymuşlardır. Burada kendinden önceki idam mahkumlarının duvarlara yazdığı yazıları okumaktadır ve hepsi ölmekten beterdir. Kimisi sevdiği kızı yalnız bırakmış. Kimisi hasta ve yatalak olan anne ve babasını yalnız bırakmış, kimi ise kendi gibi küçük yaştaki çocuklarını yalnız bırakmıştı.
Mahkum artık ölüm korkusunu tüm bedeninde hissetmektedir. Artık nefes alış verişi zorlaşmaktadır. Ne yapacağını bilemez bir haldedir. Tam o sırada kürek çekme cezası alan mahkumların sesini duymuştu. Onları cezalarını çekmeleri için başka bir yere nakil etmektedirler. Mahkum günün birinde bu cezayı alacağıma ölürüm daha iyi demişti. Gel gör ki şimdi ölüm cezası almış biri olarak keşke kürek çekme cezası alsaydım der.
İnfaz günü gelip çatmıştı. İnfazdan önce çok sevdiği kızı dadısıyla birlikte gelmişti. Kız çoçuk babasını tanıyamamıştı. Ve baban nerde diye sorulunca’da benim babam öldü demişti. Mahkum bu sözler karşısında ölmeden çoktan toprağa konulduğunu ve unutulmaya başlandığını anladı. Bu acı bir olaydı ve ölmekten beterdi. Çoçukla gelen dadının eline mahkumun ölüm kağıdı verilmişti.
İnfazın gerçekleşeceği meydanda merakla bekleyen bir çok insan vardı. Bu insanların gelme sebepleri idam mahkumunu kurtarmak mı? Yoksa bu vahşeti izlemek miydi?
Cellatlar mahkumun odasına geldi ve mahkumu hazırlayın dediler.
-“Bağlayın ellerini, çırpınmasın ölüme giderken! Saçlarını da tıraş edin, kesilen kafası güzel görünsün! Gömleğinin boynunu kesmeyi unutmayın, bıçak güzelce koparsın kafasını!
-Ha birde söyleyin dışarıdaki insanlara, az kaldı istedikleri vahşet gelmek üzere!
-Merhamet diyorum, doğadaki tüm canlılarda sınırsızca bulunan merhamet neden biz insanoğlunda yok”.
“Merak ediyorum, giyotinle olmasa da insanların canını vahşice alan ve buna seyirci kalan milyonlar hala neden kana doymuyor?”.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Yorum
Daha fazla Bir idam mahkumunun son günü yorum okumak isterseniz lütfen diğer sayfamızı ziyaret ediniz.
- Yazarın kitabı yazma amacı hikayede ve önsözünde oldukça açık bir şekilde verilmiştir. Yazar idam cezasının kaldırılmasını, cezanın hem hüzünlü hem de mantıksız gördüğü yönlerini ifade etmek istemektedir. Yazar, romanı kaleme aldığında henüz 26 yaşındadır ve genç yaşına rağmen insanların idam ile ilgili farkındalık kazanmasında başarılı olmuştur.
- Kitap, modern edebiyat akımının ilk yazılmış olan iç monoloğu olarak kabul edilmesi ile de önemlidir. Okuyuculara kahramanın iç dünyası, hesaplaşmaları, korkuları ve kaygıları o kadar ustaca anlatılmıştır ki okuyucu adeta kendisini idama gidiyormuş gibi hissetmekte kahramanla birlikte korkup onunla birlikte hüzünlenmektedir.
- Yazar tarafından kitapta dönemin sosyo- kültürel yapısı ve siyasi durumu o kadar ustaca kaleme alınmıştır ki eser yalnızca bir roman olarak kabul edilmekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal ve tarihsel bir kaynak olarak da bilinmektedir.
- Okuyanı derinden sarsan, dönemin tarihi olaylarına ve toplumun idama genel bakışına ışık tutan bu roman bir çok okuyucunun baş ucu kitabı olarak kütüphanelerde yerini almıştır.
- Bir idam mahkumunun son günü adlı eser Victor Hugo tarafından oluşturulan eserdir. Kitap dönemi eleştiren ve sosyolojik bir kitaptır. Bu nedenle kesinlikle olunması gereken klasik eserlerden biridir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Ki̇tabı Kaç Sayfadır ?
Kitap toplamda 85 sayfadan oluşmaktadır.
Victor Hugo’nun Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Konusu Bakımından Türü Nedir?
Eser, kısa roman türünde kaleme alınmıştır. Birinci tekil şahıs ile yazılan ilk roman örneği olmasıyla da önemlidir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabi Hangi Döneme Aittir?
Eser, Fransa’nın 19. Yüzyıldaki durumunu gerçekçi bir biçimde yansıtmıştır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Kaç Yaş İçin Uygundur?
Kitap için belirli bir yaş grubu belirtilmemiştir ancak kitap daha çok yetişkin okurlar tarafından tercih edilmektedir. Bir idam mahkumunun son günü adlı eser. Ergenlik çağını tamamlamış bireylere önerilir. Ayrıca psikolojik sorunu olan şahıslara önerilmemektedir. Çünkü idam ve psikolojik konular ele alınır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabının Önsözünü Kim Yazdı?
Kitabın önsözü, Victor Hugo’nun kendisi tarafından yazılmıştır. Önsözde idam cezasının kaldırılması gerektiği örneklerle desteklenerek açıklanmıştır. Bir idam mahkumunun son günü önsözü etkileyici olduğu için kim tarafından yazıldığı merak konusudur. Önsözü yazan kişi eserin sahibi Victor Hugo tarafından yazılmıştır. Yazar eseri oluştururken 26 yaşındadır.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitabı Gerçek Bir Hikaye Mi?
Kitabın gerçek bir hayat hikayesi olduğuyla ilgili herhangi bir bilgi mevcut değildir.
Bir idamın mahkumunun son günü idam ediliyor mu?
Bir idam mahkumunun son günü adlı eserde idam edilecek kişinin süreci ve her gün bu acıyı çektiği lanse edilir. Kitap maalesef acı ve üzücü biter.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü psikolojik mi?
Ünlü yazarın 26 yaşında yazdığı popüler eserdir. Eser idamı ve sürecini eleştirir. Bu nedenle hem sosyolojik hemde psikolojik olarak karşımıza çıkmaktadır.