Semerkant Özet Ve Kitap Konusu
Semerkant kitabı Lüban asıllı Amin maalouf tarafından yazılmıştır. Amin maalouf bu eserinde ünlü gök bilimci ömer hayyamın hayatını ele almaktadır. Ömer hayyamın hayatı hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz kitabı büyük bir zevkle okuyabilirsiniz.
İçerik Haritası
- Amin maalouf semerkant konusu nedir?
- Semerkant Amin Maalouf Özet?
- Semerkant amin maalouf konusu bakımından ne tür bir eserdir?
- Semerkant amin maalouf kaç sayfa?
- Amin maalouf eseri semerkant kitabı hakkında yorum?
Semerkant Kitap Konusu
Lübnan asıllı yazar Amin Maalouf tarafından yazılan Semerkant kitap konusu İranlı şair ve gökbilimci Ömer Hayyam’ın Rubaiyat adlı elyazması eserinin 1072 yılında Semerkant’ta başlayan ve 1912’de Titanik’te biten hikayesidir. Yazar kitabında geçenleri Benjamin adlı ana karakterin anlatısıyla aktarmaktadır. Kitapta tarihe damgasını vuran üç önemli kişiyi (Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah) ve 20.yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını bu romanın esas teması olarak oluşturmuştur. Yazar usta kalemiyle Ömer Hayyam’ın Cihan adlı kadın şairle yaşadığı aşkı ve Benjamin ile Şirin adlı kadın arasında geçen duygusal yakınlaşmaları okuyucuya sunmuştur.
Semerkant Özet
Ünlü Bilgin Ömer hayyam semerkantta ikamet etmekteydi. Bir gün ömer hayyam beklenmedik bir kavgaya karışır. Bu kavga sonucunda kendini kadının önünde bulur. Kadı ömer hayyamı tanımıştır. Ve bu güzel ilim, irfan sahibi bilge kişiye ceza vermekten çekinir. Ve davayı tatlıya bağlıyarak kapatır. Ama ömer hayyamı bırakmaz ve onu ülkenin hükümdarı olan Nasır Han'la tanıştırır. Nasır han şiiri çok sevmekteydi. Nasır hanı şiirleri ile etkileyen o dönemin en değerli bayan şairi Cihan idi. Cihan şiirleri ile Ömer hayyamıda etkilemeyi başarır.
Bir gün kadı Ömer hayyama bir defter hediye eder ve onun sahip olduğu eşsiz bilgilerini bu deftere kayıt etmesini ister. Bilginin sürekli yenilendiğine inan Ömer hayyam defteri herkesten gizlediği rubailerini yazmak için kullanır. Kadı’ya olan minnettarlığını göstermek amacıyla da defterin sonuna bilinmeyenleri gösteren X terimini nasıl bulduğunu anlatır.
Semerkant’ta hayat devam ederken Alparslan tarafından açılan savaşta semerkant zayıf düşer ancak sultan Alparslan savaşta kendisine esir düşen bir komutan tarafından öldürülür. Bu sırada selçuklu veziri nizamülmülk’le tanışan ömer hayyam bir buluşma talebi alır. Vezirle buluşmak için yola çıkan hayyam, yalnız kaldığı bir handa Hasan Sabbah ile tanışır. Vezirle buluştuğunda Hayyam’dan öğrendiği tüm bilgileri kendisine sunmasını ister. Bunun karşılığında ise ona ne isterse vereceğini söyler. Hayyam çalışmalarını sürdürürken Hassan Sabah da sarayda hafiyelik görevine atanır. Ancak sabbah görevini kötüye kullanarak dönemin hükümdarı Melikşah’ı vezire karşı kışkırtır. Ve Bu davranışıyla hakkında kötü izler bırakarak ülke dışına sürülür.
Hassan sabah göründüğü gibi basit bir adam değildir. Hassan sabah sarayda görev yaptığı süre boyunca saraya birçok adamını yerleştirmiştir. Sarayda padişah dahil herkesi öldürebilecek adamları vardır. Devletin tüm imkanlarını kendi kurduğu tarikat için kullanır. Hassan sabah kurduğu tarikat ile dini islamı yozlaştırmaya çalışmıştır. Cahil halkı kendi etrafına toplamaya başlamıştır.
Devlet bu duruma dur demeye çalışmıştır. Ama hassan sabahın adamları tarafından sultan Melikşah öldürülmüştür. İntikamını almaya çalışan vezir Nizamülmülk’de hassan sabahın saraydaki adamları tarafından öldürülür. Ve ülke yönetimi terken hatuna kalır.
Hassan sabahın suikast sırasında dönemin bilgini Ömer hayyama gelmiştir. Ömer hayyamı öldürmeye gönderdiği adam ömer hayyamı öldürmez ve onu koruma altına alarak ülkeden uzaklaşırlar. Beraber Merv şehrine yerleşirler. Ve burada hayatlarını yaşamaya başlar.Ömer hayyam çalışmalarına devam ederken koruması Varta’da ona göz kulak olur. Alamut kalesin’de hüküm süren Hassan sabbah hedefinde Ömer hayyam vardır hala. Hassan sabah adamları ömer hayyamın bilgilerini yazdığı kitabını bir şekilde ondan çalarlar ve hassan sabaha ulaştırırlar.
Hassan sabah yaşadığı süre boyunca birçok masumun kanına girmiştir. Ve kendiside saklandığı alamut kalesinde yaşlanarak ölmüştür. Ülkenin moğol istilasına uğraması sonucu alamut kalesindeki hassan sabahın özel kütüphaneside yok olmuştur. Bu kütüphanede dünyada tek olan ömer hayyamın elyazma kitabıda kaybolmuştur.
Günümüzde ise bir Amerikalının ömer hayyamın rubailerine olan sevgisi Ömer hayyamın kaybolan kitabını bulmaya sevk etmiştir. Bu kitabı amerikalı çok aramıştır ama bulamamıştır.umutlarını kaybettiği sırada ömer hayyama ait olduğu düşülen bir eserin bulunduğu duyulmuştur. Bu eser iranda bulunmuştur. Amerikalı bazı sebelerden dolayı iranda kaçak duruma düşmüştür. Bir şekilde ülkeden kaçmayı başarmıştır ve istanbul’a gelmiştir. İran prensesi ile tanışıklıkları vardır. İran prensesi ömer hayyamın kitabını ülkeden gizlice çıkartarak istanbula gelir amerikalıya verir. Amerikalı prensesi etkilemeyi başarır ve onunla kısa sürede evlenirler.
Amerikalı ve eşi birlikte Ünlü titanic gemisine binme hayalleri kurarlar ve bu hayal gerçekleşir. Bilindiği üzere titanic ilk seferinde batar. Ama titanicle birlikte ömer hayyamın kitabıda sularda kaybolur. Amerikalı eşini ve kendisini filikalarla birlikte karaya zor atarlar. Ama karada ne olduysa eşini kaybetmiştir. Ve bir daha eşini bulamaz. Amerikalı yıllarca bulmaya çalıştığı el yazma kitabını ve eşini kaybetmenin üzüntüsüyle kendi yıpratmaktadır. Tüm olanlar sonucunda Amerikalı artık eşinin anıları ile baş başa kalmıştır.
Semerkant Kitap Özeti (Kısa)
Ömer Hayyam’ın Rubaiyat’ı yazma hikayesi ve sonrasında eserin başına gelenlerdir. Kısa bir süre önce Semerkant’a gelen Ömer Hayyam, bir kavgaya karışır ve bir kendini bir kadının önünde bulur. Kadı kendisini tanır ve İbn-i Sina’nın öğrencisi olan Ömer Hayyam’a ceza vermek istemez. Bunun yerine onu zamanın hükümdarı olan Nasır Han ile tanıştırır. Nasir Han şiire önem vermekte ve Cihan adlı bir kadın şairi beğenmektedir. Cihan, hükümarın yanı sıra Ömer Hayyam’ı da etkilemiştir. Kadı, Ömer Hayyam’a bir defter hediye eder ve Ömer Hayyam bu defteri rubailerini yazmak için kullanır.
Semerkant, Alparsan tarafından açılan savaşta zayıf düşer. Hayyam bu sırada Nizamülmülk ile tanışır. Onunla buluşmak için yola çıkar ve kaldığı bir handa Hasan Sabbah ile tanışır. Bu sayede tarihin önemli şahsiyetlerine dair bazı bilgiler ediniriz.
Bir yerden sonra kitap Ömer Hayyam hayranı olan bir adamın onun tek el yazması eserine kavuşma mücadelesini anlatmaktadır. Benjamin Omar, Ömer Hayyam’a ait bir eserin varlığını sürdürdüğünü öğrenir ve bu bilgiyle İran’a yollara düşer. Yoldayken İstanbul’da bir dostu vesilesiyle tanıştığı Cemaleddin’in dostuna gönderdiği bir mektup yüzünden başı belaya girer. Bu yüzden bir süre kaçak hayatı sürer. Bir şekilde İstanbul’a dönmenin yolunu bulur ancak bu sefer de Cemaleddin’i yitirir. Benjamin, el yazmalarının arkadaşı İran prensesi Şirin tarafından kurtarıldığını öğrenir. Yeniden İran’a döner ve İran’a gelmesi beklenen demokrasi için arkadaşlarıyla birlikte savaşır. Bu savaş zaferle sonuçlanır. Bu sırada Benjamin arkadaşı olan prensesi etkilemeyi başarır ve sevgili olurlar. Böylece Benjamin yıllarca peşinde koştuğu el yazmalarına kavuşmuş olur.
Benjamin, Şirin’i de alarak Batı’ya götürür ve orada evlenirler. Çift, balayı için Titanik ile geziye çıkmayı düşünürler. Maalesef Titanik bir buz dağına çarpar. Benjamin de Şirin de bu kazadan sağ kurtulurlar ancak el yazmaları için aynı şeyi söyleyemeyiz. Çiftimiz karaya vardığında, Benjamin o kalabalık içinde Şirin’i kaybeder ve ondan bir daha haber alamaz. Böylece kahramanımız hem eşini hem de yıllarca bulmak için çeşitli maceralara atıldığı el yazmalarını kaybetmiş olur.
Semerkant amin maalouf konusu bakımından ne tür bir eserdir?
Amin Maalouf tarafından yazılan Semerkant, tarih ve dram türünde bir romandır.
Semerkant amin maalouf kaç sayfa?
Semerkant kitabı 317 sayfadan oluşmaktadır.
Semerkant Kitap Yorumu
Kitap sadece tarihteki önemli bireyleri değil, İran’a dair tarihi bilgileri de içeriyor. Bir şekilde yazarımız bunu oldukça akıcı bir şekilde okuyucuya anlatıyor. Kitap boyunca Hayyam’ın Rubailer’i size eşlik ediyor. Yazar bir şekilde o yıllar içindeki bağı koparmadan bizi Hayyam döneminden, yakın dönem İran’a taşıyabiliyor. Kitabın dili, konusu ve kurgusu muhteşem. Eğer tarihi romanları okumayı seviyorsanız kesinlikle okumalısınız. Her kitpalıkta bulunması gereken bir kitap.