Anasayfa >> Dünya Edebiyatı >> Dünya Edebiyatı Romanları >> Doğunun Limanları Özet, Konusu Ve Yorum & AMIN MAALOUF

dogunun-limanlari-amin-maalouf-konusu-ve-ozet

Doğunun Limanları Özet, Konusu Ve Yorum & Amin Maalouf

Doğunun Limanları konusu, bir kişinin hayat hikayesini anlatmaktadır. Bu kişi Lübnan’da doğmuş, daha sonra Fransa’ya gitmiş ve direniş hareketlerine katılmış, tekrar Lübnan’a geri döndüğünde kahraman olarak karşılanmış bir kişidir.Kitap içerisindeki hikaye toplamda 9 bölümde ve 4 günde anlatılmıştır. Her bölümün sonunda bir sonraki bölüme dair bilgiler verilerek bölümler birbirine bağlanmıştır. Roman içerisindeki baş karakterin ismi İsyan Kitabdar’dır ve bu karakter roman içerisinde yazarın adeta sözcüsü gibidir.

İçerik Haritası

Doğunun Limanları Özet Kısa

Kitabın ismi olan Doğunun Limanları, Avrupalıların doğuya giriş yaptıkları ve sıralı olan ticaret kentlerine denilmektedir. Yazar, Paris metrosunda dikkatini çeken bir kişiyi takip etmeye başlar. Bir süre sonra bu kişinin Paris’te yabancı olduğunu öğrenir. Aslında bu yaşlanmış olan yabacının yüzü yazara çok tanıdık gelmektedir. Yazar bu yabacı yaşlı adamı bir fotoğrafta görmüştür. Fotoğrafta 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa Saflarında savaşmış, dönüşte de ülkesi tarafından bir kahraman gibi karşılanmış birisi vardır. Şimdi karşısında gördüğü kişi o kişi olsa da oldukça yaşlanmıştır. Bu kişinin ismi İsyan Kitapdar’dır.

Yazar ile bu yabancı tanışır ve aralarında sıkı bir sohbet başlar. Yazar adama şehirde yabancı olduğu için yardım eder ve bunun sonucunda dost olurlar. Yazar, yabancının Paris’te 4 gün boyunca kalacağını öğrenir ve adamdan tüm hayat hikayesini kendisine anlatmasını ister. Yabancı, yazarın bu isteğini kabul eder ve hayat hikayesini anlatmaya başlar.

Romanın kahramanları eğitimli, gezgin ruhlu, kültürlü, bilinçli ve çevresine karşı hoşgörülü olan kişilerdir. Yazar zıtlıkların uzlaşmasından yana olup kültürlerin farklı olduğunu ancak insanların her daim anlaşabileceğini belirtmiştir.

Doğunun Limanları Özet

Doğunun limanları konu bakımından bir kişinin hayatını anlatmaktadır. Bu kişi yaşadığı ülke direniş hareketine katılan bir direnişçidir. Yazar Kitapdar dan hayatını anlatmasını ister. Kitapdar anlatmaya başlar tüm hayatını.

Eski zamanların birinde bir padişah varmış. Bu padişahı tahtan indirip yerine yeğenini tahta oturtmuşlar. Eski padişah bir odaya kapatılmış ve kimseyle konuşmuyor ve görüşmüyormuş.

Ancak padişah kızı iffeti çok severmiş. Padişah etrafındakiler kızı ile görüştürmeye çalışmışlardır. Ama bu görüşme hiç beklenmedik bir şekilde bitmiştir. Padişahın kızı iffet odaya girdiğinde babasını yerde yatar halde bulur. Babasının nabzı atmamaktadır. Ve iffet büyük bir çığlık atarak yardım ister. Ne yazıkki eski padişah intihar etmiştir. Padişahın kızı ise bu büyük şokla aklını yitirmiştir. Eski neşeli, gülen, canlı ve hareketli kız gitmiş avare gibi ortalıkta dolaşan iffet gelmişti.

Padişahın eşi kızını iyileştirmek için ülkenin en namlı doktoru olan Kitabdar’ı çağırmıştır. Kitabdar kızı iyileştirmek için Adana’daki köşküne götürmeyi teklif etmiştir. Kızın annesi yeterki kızım iyileşsin umuduyla teklifi kabul etmiştir. Annesi ve kızı iffet Adana’daki köşkte yaşamaya başlamışlardır. Ama nasıl olduysa iffet burada hamile kalmıştır. Doktor Kitabdar’a göre bu hamilelik hasta kız iffeti iyileştirecekti. Onu kendine getirecekti.

İffet kız doğum yapmıştı ve bebeğini kucağına almıştı. Ne yazık ki beklendiği gibi bir gelişme olmamıştı. Kız gene hasta idi. Halk tarafından doktor Kitabdar çamura bulanmıştı. Herkes doktor hakkında ileri geri konuşmaya başlamışlardı. Ama Kitabdar çoçuğun babasının kim olduğunu bilmiyordu. Kitabdar hasta kız iffet’le evlenmişti. Arkasından onca laf söz eden insanlar susmuştu. Kimse artık Kitabdar’ın kapısından geçmez olmuştu. Doğan çocuk İsyan’ın babası idi.

Çocuk 16 yaşına girdiğinde babası vefat etmişti. Çocuk okul hayatındaki fen öğretmenini çok severdi onunla adeta iki arkadaş gibilerdi. Fen öğretmeni Nubar’ın 10 yaşında bir kızı vardı, Adı Cecile idi. Cecile 15 yaşına geldiğinde babasının arkadaşı ile evlenir. Babası onlara güzel bir ev ayarlar ama onlar daha mütavazi bir evde oturmak isterler. Cecile’nin eşi fotorafçılıkla uğraşıyordu. Bu yüzden kendine valinin yanında iş bulmuştu.

1914 yaz aylarında savaş başlamıştı. Cecile isyanın ablasına hamileydi. İsyan 1919’ da doğmuştu. Cecile son çocuğu olan Salem’i doğururken vefat etmişti. Ve evin yeni ablası ve hamisi İffet olmuştu.

Babası Salemi hiç sevmezdi. Çünkü doğum sırasında hayatını kaybeden eşinin ölümünden hep Salemi tutmuştu. Hep senin yüzünden öldü derdi. Salem babası tarafından dışlanmıştı. Salem küçük yaşlarda yanlış işler yaparak hapse girmişti. Bu yüzden babası tüm ilgisini oğlu İsyan’a vermişti.

İsyan okulunda çok başarılı idi hatta ülkenin en iyi notunu bile almıştı. İsyan tıp fakültesini okumak için babasından izin istemişti. Babası da izin vermişti. Gittiği şehir Montpelier idi. Burada bir ev kiralamıştı ve yalnız kalıyordu. Okulda o kadar çok ders çalışıyorduki adı ineğe çıkmıştı.

İsyan bir akşam Bernard adında bir adamla tanıştı. Bertnard o zamanın güçlü direnişçilerinden biriydi. İsyanla biraz sohbet ettikten sonra isyanın düşüncelerini çok beğenmişti. Ve isyanı örgüte katılmasını istemişti. İsyanın bir anda kendini örgüt içerisinde buldu. Sokaklarda örgüt propagandası yapıyor örgüt broşürleri dağıtıyordu. Artık isyanın birde kod adı vardı Bakü...

Bakü artık örgüte tamamen bağlı bir eleman olmuştu. Dedikleri her şeyi yapmakta idi. Günün birinde oturduğu binaya jandarma ekiplerinin girdiğini gördü. Ve hemen oradan uzaklaştı ve bir zamanlar kaldığı örgüt evine gitmişti. Burada bir kızla tanışmıştı. Adı Clara idi. Clara ile sohbet etmişlerdi ve çok beğenmişti. Bakü örgütte çok başarılı olmuştu ve üst mertepede görevler almaya başlamıştı. Bir gün savaş başlamıştı. Ve savaş sonrası örgütçüler kazanmıştı.

İsyan eski oturduğu Montpellier’e geri dönmüştü. Burada ev sahibi ile konuşmuştu ve kendisi yokken neler olduğunu anlatmasını istemişti. Bakü adındaki örgütçüden bahsetmişti. Herks onu kahraman olarak görüyordu. İsyan ise Bakü’nün ta kendisiydi..

İsyan tüm olanlardan sonra memleketi Beyruta dönmüştü. Limanda babası karşılamıştı. İsyan ailenin diğer fertlerini sormuştu. Babası anlatmaya başladı ve Nubar ve Büyükannesi amerikaya taşınmıştı, Ablası Mısırlı Mahmutla evlenip gitmişti, Kardeşi Salem ise bir suç işleyerek tam 15 yıl hapis cezası almıştı. Babası ve annesi ise birlikte yaşamaya devam ediyordu. İsyanın beyruta geldikten 10 gün sonra hasta annesi ölmüştü. Cenaze sırasında onun bir padişah kızı olduğu unutulmamıştı ve ona göre saygı gösterilmişti.

Annesinin cenazesinin ertesi günü Clara İsyanın yanına gelmişti. Birlikte yürüyüp sohbet ediyorlardı. Clara Hayfa’ya gidiyormuş ve gemi mola için beyrut limanına demir atmış bu sırada da İsyanı görmeye gelmiş. Clara dayısı ile yolculuk yapmaktaydı. Clara ertesi gün yola çıkacaktı isyan o gece çok korkmuştu bir daha Clara’yı göremiyecem diyerek sabaha kadar uyumamıştı. Ertesi sabah hemen Clara’ya koşmuştu ve beni unutma, bana oralardan yaz demişti. Clara giderken İsyanın dudaklarından öperek ona bir veda öpücüğü vermişti.

İki ay sonra Clara’da haber gelmişti. Mektubunda oradaki Arap-Yahudi kavgalarını sona erdirmek için çabaladığını yazıyordu. Bu aralarda da isyan yaşadığı yerde konferanslar veriyordu. Ülkesinde artık tanının bir insan olmuştu. Bir gün konferansın birinde Clara’yı gördü ve yarıda kesti hemen yanına koştu. Clara babası ile İsyanı tanıştırmıştı.

Clara ile İsyan bir süre sonra evlendiler ve clara hamile iken birlikte Hafya’ya gittiler. Ve orda çoluk çocuğa karıştılar. Ömürlerini bu topraklarda tamamladılar.

Doğunun Limanları Kitabı Hakkında Yorumlar

Kitabın dili yalın ve oldukça açıktır. Konu olarak tarih ve aşkın iç içe geçtiğini görürüz. Yazar Amin Maalouf “Herkes için hikayeleri olan bir yazar.” olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda modern çağın masalcı dedesi olarak da bilinir.

Romandaki olay örgüsü boyunca birçok ülkede dolaşır, birçok heyecan yaşarsınız. Okuyucunun var olan tarih bilgisine yenileri de roman boyunca eklenir.

Yazar, kitabın baş karakteri olan İsyan için aslında birçok kişinin karışımı olduğunu bunun için bir montaj yaptığını belirtmiştir.

Yazar kitapta özellikle aidiyet ve kimlik kavramlarına vurgu yapmıştır. Kahramanlar, aidiyetlerini aşmaya çalışmaktadır. Kahramanlar, kimlikleri her ne olursa olsun herkesi kardeş gibi görmektedir.

Doğunun Limanları Kitabının Konusu Bakımından Ne Türü Nedir?

Kitap, tarihi roman türünde kaleme alınmıştır.

Doğunun Limanları Kitabı Kaç Sayfadır?

Kitap, toplamda 183 sayfadan oluşmaktadır.

Doğunun Limanları Kitabı Gerçek mi?

Yazar, 1960’lı yıllarda tanışmış olduğu birisinin yaşam öyküsünden esinlenerek bu romanı yazdığını belirtmiştir.

Doğunun Limanları Kitabı Kurgu Mu?

Kitabın yazarı Amin MAALOUF, bir kişinin hayatından esinlenerek kitabı yazmış olduğunu belirtmiştir.

Ana yasanın 5846 sayılı kanunun 25. maddesinin ek 4 maddesine göre yetkili kişiler bizden yayınlanmış olan eserin hakkındaki yazıyı kaldırmamızı isteyebilirsiniz. Bu işlem içinde bize 3 gün vermek zorundasınız. 3 gün içerisinde kaldırmazsak bizi dava edebilirsiniz. Bize bildirim yapılmadan yapılan suçlamaların karşılığında bizde size maddi ve manevi tazminat davası açacağımızdan şüpheniz olmasın...Bizlere iletişim sayfasındaki bilgilerden ulaşabilirsiniz.

Kitaba Yapılan Yorumlar




Gönderen : Evrim
2023-10-25 13:49:20
Kitabın özetini yazan kişinin aklından ne geçiyormuş merak ettim olaylar asssla böyle değil keşke kitabı okusaymış ya da okuyan birine sorsaymış