Şeker Portakalı Konusu Ve Özet
Şeker Portakalı konusu, yoksul bir ailenin 5 yaşındaki oğlu olan Zeze, yaramazlıkları ile mahalle sakinlerini canından bezdirmiştir. Çevresindeki insanlar zeze’yi şeytanın vaftiz oğlu olduğunu söylerler. Zeze yaramaz olmasının yanı sıra hayal gücü oldukça geniş, zeki ve çalışkan bir çocuktur. Zeze okula gitmeden tek başına okumayı öğrenecek kadar zeki ve çalışkan biridir. Gittiği okulda çok sevdiği öğretmenini mutlu etmek için ona her gün çiçek götürecek kadar duygulu ve anlayışlı bir çoçuktur.
Zeze’nin ailesi geçim sıkıntıları yüzünden bulundukları evden taşınmaya karar vermişlerdir. Ailesinin yeni bir mahalleye taşınmak zorunda olmasından dolayı, Zeze çok üzülür. Yeni taşındıkları evlerinin bahçesinde bulunan tüm güzel meyve ağaçları diğer kardeşleri tarafından sahiplenilmiştir. Zezeye ise kıyı köşede kalmış bir şeker portakalı fidanını kendisine arkadaş edinmiştir. Minguinho adını verdiği şeker portakalı fidanına, okuldan gelince gün boyu yaptıklarını ve hayallerini anlatır. Onu dinleyen bir tek bu şeker portakalı fidanıdır.
İçerik Haritası
- Şeker Portakalı Konusu Ve Özeti Nedir ?
- Şeker Portakalı Konusu Nedir ?
- Şeker Portakalı Özet Olarak İnsanlara Ne Anlatmak İstiyor ?
- Şeker Portakalı Serisi Var Mı ?
- Şeker Portakalı Kaç Sayfa ?
- Şeker Portakalı Kitabı Hangi Türde Bir Kitaptır ?
- Şeker Portakalı Kitabı Hangi Yaşa Uygundur?
Brezilyalı yazar Mauro De Vasconcelos tarafından kaleme alınan Şeker Portakalı kitabı, dünyada büyük ilgi görmüştür. Kitapta, Brezilya’nın Mineas Gerais bölgesinde, fakir bir ailede yaşayan beş yaşındaki oğlunun serüvenleri konu alınmıştır. Hayal gücü gelişmiş olan Zeze adlı çocuğun, başından geçen olayları konu alan bu kitap okuyucuyu derin düşüncelere götürür. Şeker Portakalı günümüzde büyük bir ilgi gören eserdir.
Şeker Portakalı Özet
Baş kahramanımız Zeze, henüz 5 yaşındadır. Oldukça zeki ve hassas bir çocuk olan Zeze ailesinin madddi imkansızlıklar nedeniyle çektiği sıkıntılardan dolayı hep ihmal edilmiş ve hayatı kendi başına öğrenmeye çalışmıştır. Bu öğrenim sürecinde de bir çok hata yapmıştır. Hata diye kastedilenler ise her çocuğun büyürken yapması gereken yaramazlıklardan ibarettir. Kahramanımız Zeze bu davranışlardan dolayı çevresindekiler tarafından şeytan, rengi bozuk ve itin teki gibi çirkin ve kötü yakıştırmalara maruz kalmıştır.
Zeze ve ailesinin yakın zamanda taşınmayı planladığı evin bahçesindeki küçük şeker portakalı fidanları vardır. Kitapta adını buradan almıştır. Eve taşınır taşınmaz Zeze’nin ağabeyi ve ablaları bahçedeki ağaçları Zeze’den önce sahiplenmişlerdir. Zeze’ye de küçük bir şeker portakalı fidanı kalmıştır. Zeze bu duruma çok üzülmüştür. Zeze başlarda bu durumdan memnun olmasa da Minguinho adını verdiği şeker portakalı ağacı zamanla zezin en yakın arkadaşı ve sırdaşı olacaktır.
Bir yılbaşı sabahı Zeze ayakkabısının gene boş olduğunu görür. Noel Baba’nın ona hediye getirmemiş olduğuna kızar ve fakir bir ailenin çoçuğu olmakla ilgili serzenişte bulunur. Böyle bir anda Babasını tam karşısında gören Zeze bu duruma öyle üzülmüştür ki küçücük bedeniyle omzuna astığı sandığını ile ayakkabı boyamaya gitmiştir. Bütün gün çalışıp onlarca ayakkabı boyamış ve üç beş kuruş kazancı ile babasına bir paket sigara alıp evin yolunu tutmuştur. Eve geldiğinde sabahki davranışın verdiği mahcumiyet ile babasına aldığı sigarayı vermiştir. Bu şekilde babasının gönlünü aldığını düşünen Zeze sabaha kadar rahat bir uyku çekmiştir.
Zeze’nin akıllı ve çok pratik bir zekaya sahip olduğu bir söylenti değildir. Küçük yaşına rağmen Zeze ona söylenen hiçbir şeyi unutmazdı. Pek bilgili Edmundo dayısından öğrendiklerini adeta beynine kazırdı. Zeze kimseden yardım almadan tek başına okuma yazmayı bile öğrenmiştir. Okula başladığında ise sınıfının en küçüğü olmasına rağmen zekasının hakkını vererek çok başarılı bir öğrenci olmuştur.
Zeze Öğretmeni Dona’yı çok severdi. Zeze’nin öğretmeni hakkında aklından geçenler, diğer tüm öğretmenlerin masasındaki vazonun çiçekle dolu olmasına rağmen çok sevdiği öğretmenin vazosunun hep boş olmasına çok üzülmüştür. Belki de öğretmenin gözünün üstündeki et beninden dolayı böyle olduğunu düşünmüştü. Zeze’nin öğretmenine çiçek alacak parası olmasa da çeşitli bahçelere girip öğretmeni için çiçekler toplamaktadır. Öğretmeni, Zeze’ye çörek alması için ara sıra harçlık verdi. Fakat Zeze bu durumu hiç sevmezdi ve hep kendine vermemesini sınıftaki diğer fakir arkadaşlarına da vermesini isterdi. Öğretmeni bu minik bedenin taşıdığı sevgi ve merhamete o kadar şaşırırdıki ağlamaktan kendini alıkoyamazdı.
Zeze sokak şarkıcısı Zacarias efendi dinlemeyi çok sever. Bu şarkıcının haftanın belirli günleri semte geleceğini öğrenir öğrenmez o günleri iple çeker ve her geldiğinde bu şarkıcıyı dinlemeye gider. Özellikle fanny ismindeki şarkısını çok sever. Zeze şarkıcıya işlerinde yardım etmek istediğini söyler. Ve şarkıcı bunu belirli bir ücret ödemek karşılığında kabul eder. Sonrasında zeze ile şarkıcı arasında büyük bir dostluk oluşur.
Zezenin yaşadığı bölgede portekizli adı bir adam yaşamaktadır. Portekizli o civardaki en güzel arabaya sahip zengin iri yarı ve kaba yaşlı bir adamdır. Semtin tüm çocukları onun arabasının arkasına asılıp yarasa gibi yolculuk etmenin hayalini kurarlardı. Fakat Portekizli öyle korkutucudur ki buna kimse cesaret edemezdi. Zeze, bir gün tüm çocukların hayalini gerçekleştirip kahraman olmak için Portekizli’nin arabasının peşine takılır. Ve kendine geldiğinde portekizli tarafından yakalanmıştı ve kulaklarından neredeyse duvara asacaktı. Bu durumu zeze’yi çok üzmüştü.
Güzel bir bahçeden meyve almak isteyen Zeze, bahçeden meyve aldıktan sonra kaçarken bacağını koca bir cam parçasına kestirir. Bu durumu, Dayak yemekten korktuğu için kimseye söyleyemez ancak Gloria’yayı yalnız yakalayınca yardım isteyebilir. Zeze sabah okula bacağını sürüye sürüye giderken Portekizlinin arabasının yanında durduğunu fark eder. Portekizli minik Zeze’ye büyük bir şefkat gösterir, onu doktora götürüp yarasına baktırır, bir güzel karnını doyurup şekerlemeler ısmarlar. Zeze’ye hayatında böyle şefkat dolu davranan kimse olmamaıştı. Bu durumdan zeze çok hoşnut olmuştu. Ve portekizliye karşı bir sevgi oluşmuştu o küçüçük yüreğinde. Portekizli ile aralarında sağlam bir dostluk başlar hatta o güzelim araba ikisinin arabası olmuştur. Portekizli zezeyi tanıdıkça onu sever ve bir türlü Zeze’nin sürekli dayak yiyip sevgiden bu kadar yoksun büyümesine de yüreği dayanamaz.
Şeker Portakalı Sözleri?
Sözleri akılda kalan anlamı ile okuyucuyu derin düşüncelere itmektedir. “Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.”
Şeker Portakalı Serisi Var Mı?
Yazarın kendi çocukluk zamanlarından izler taşıyan bu eseri 12 günde yazdığını ifade eder. 16 dile çevrilmiş olan eserin, daha sonrasında Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı kitapları, birbirini takip eden bir seri haline getirmiştir.
Şeker Portakalı Kaç Sayfa ?
Kitap Sayfa sayısı, 183’tür. Brezilyalı yazar Jose Mauro De Vasconcelos tarafından kaleme alınmıştır. Dünyayı etkisi altına almayı başaran bu eser 1968 tarihli çocuk ve dram romanıdır. Şeker portakalı okuyucularına farklı bir hayat dersi sunuyor ve hayata dair gerçekleri su yüzeyine çıkartan bu eser, okuyucunun kendi geçmişinden de parçalar bulmasını sağlıyor.
Şeker Portakalı Kitabı Hangi Türde Bir Kitaptır?
Şeker portakalı kitabı, çocuk kategorisinde bulunan ve aynı zamanda dram içeren bir kitaptır. Duygu ağırlığı ve gerçekçi anlatımıyla saflığı, şefkati ve acıyı akıcı bir şekilde kaleme alınmıştır. Yetişkinlerinde okuduğu bu kitap her yaşa hitap eder ve okuyucuyu farklı düşüncelere itmektedir.
Şeker Portakalı Kitabı Hangi Yaşa Uygundur ?
Şeker Portakalı kitabı, her yaşa hitap eden, yetişkinlerin kendinde iz bulduğu, çocukların ise ufkunu geliştirdiği bu eserde her yaşa uygun parçalar bulunabilir. Edebiyat dünyasının en ilginç yazarlarından olan Jose Mauro De Vasconcelos, çok uzun bir zaman yazarlık yeteneğini keşfedememiştir. Yaşadığı hayatı, onu birbirinden alakasız işlere sürükler ve kendi hayatını, bir kitap haline getirir. Ardından Şeker Portakalı eseriyle de edebiyat dünyasında yerini almıştır